Yerel seçimin ardından

Üzerinde herkesin, yalnızca partilerin değil hepimizin, uzunca düşünmesi gereken yerel seçimin kesin olmayan ilk sonuçlarına baktığımızda kesin ve resmi olmayan sonuçlara göre öne çıkanlar şöyle:

Beklendiği gibi seçimlere katılım oranı yüzde seksen yedi oldu. Geçersiz oylar da yüzde dört mertebesinde. Yerel seçimlere katılım ve geçersiz oy oranları 1980 sonrası önceki beş yerel seçime benzer gerçekleşmiş oldu. Sonuçta 52,6 milyon seçmen içinden 43,8 milyon seçmenin oy dağılımı ülkenin siyasi tablosunu oluşturdu.

Ülke genelindeki oy dağılımlarına bakıldığında ve seçim öncesi partilerin hedef stratejileriyle karşılaştırıldığında şunları not etmek mümkün görünüyor.

KONDA Yerel Seçim Araştırması 22-23 Mart

Kesin ve resmi olmayan seçim sonucu / 30 Mart

2009 İl Genel Meclisi

Ak Parti

46

45,5

38,8

CHP

27

27,8

23,1

MHP

15

15,3

16,1

HDP/BDP

7

6,1

5,6

Diğer

5

5,3

16,4

 

Ak Parti kazandığı yerler ve sayılardan çok yüzde 45’i aşmayı hedeflemişti ve bunu başarmış görünüyor. Sembol değeri olan Ankara’da sayım ve itirazlar sürüyorsa da İstanbul’u korumuş oldu. Bir bakıma temel hedeflerine ulaştı.

CHP sembol değeri olan Ankara ve İstanbul’u kazanmayı ve mümkünse de yüzde 30’luk psikolojik eşiği aşmayı hedeflemişken başaramamış görünüyor.

MHP, hem Ak Parti’nin hem de CHP’nin göz diktiği tabanını korurken öncelikle yüzde 15 eşiğini, eğer mümkünse de yüzde 20 psikolojik eşiği aşmayı hedeflemişti, kazanılacak başkanlıklar ikinci sırada idi. MHP birinci hedefine ulaşmış ve hatta Adana gibi önemli bir kentin başkanlığını da kazanmış oldu.

BDP’nin öncelikli hedefi bölgede kazandığı başkanlık sayıları artırmak, özellikle bölgedeki Diyarbakır, Mardin, Van, Urfa gibi büyükşehirleri kazanmak ve ikinci hedefi de HDP örgütlenme modelini sınamış ve Türkiye partisi olma hedefine ne denli yaklaştığını test etmeyi hedeflemişti. BDP birinci hedefini, Urfa hariç tutturmuş ikinci hedefinde ise başarısız olmuş görünüyor.

Sayısal analizler konusunda KONDA bir hafta içinde daha kapsamlı bir seçim analizi ve araştırma bulguları raporu yayınlayacağı için başkaca sayısal analizleri şimdilik sonraya bırakayım.

2011 Seçimlerinden bu yana geçen sürede anayasa uzlaşma komisyonu çalışmaları ve anayasa tartışmaları, Suriye, Mısır ve genel olarak Arap Baharı dalgasının bir yandan dış politika öte yandan iç politikaya etkileri, açılım süreci, Gezi olayları ve 17 Aralık süreci gibi ülkeyi kökten etkileyen olaylarına karşın siyasi tablonun ana karakteristiği değişmemiş görünüyor.

Bunun nedeni ve seçmenin tercihini belirleyen üç şey var. Birincisi siyasal kutuplaşma olarak yaşanan ve giderek önce kültürel kimlikler daha sonra hayat tarzları arası kutuplaşma. Kutuplaşmadan beslenen tercihler, kimlikler ve hayat tarzları üzerinden belirlendi.

İkincisi, kutuplaşmanın getirdiği akli ve ruhi esaret, yerel seçimlerin genel seçim gibi algılanmasını ve davranılmasını getirdi.

Üçüncüsü, bu tabloyu aynı zamanda siyasi rekabetsizlik belirledi. Tüm yaşananlara karşın, iktidarın en zayıf olabileceği anlarda ve alanlarda dahi muhalefet partileri seçmene bir ütopya sunamadı ve güven veremedi.

Aşağıda NTV grafik servisi tarafından hazırlanan dört haritada partilerin ülke genelinde il bazında aldıkları oy oranları dilimlerine göre dağılımları görülüyor.

 

Bu dört haritayı bir arada değerlendirdiğimizde, Ak Parti’nin ülkenin her yerinde var olduğunu, buna karşılık diğer üç partinin ülkenin farklı kesimlerinde Ak Parti ile lokal rekabet eden aktörler olduğu görülmektedir. Ki bu tablo neredeyse 2007 genel seçimlerinden beridir de böyle devam etmektedir.

Bu haritalar ve tespit siyasi rekabet eksikliğinin somut göstergesidir. Siyasi rekabet eksikliğini teyit eden ikinci bilgi KONDA bulgusudur.

Grafikten görüldüğü gibi Ak Parti oyları üç yıl içinde inişli, çıkışlı bir grafik göstermekle beraber, iktidara aday ikinci bir partiye ait olması gereken ikinci ve simetrik çizgi bir partiye değil kararsız seçmenlere aittir. Toplumun ağrı eşiği düşmüş, her olayda, tercihlerde değişiklikler olmuş fakat iktidar partisinden hoşnutsuz olan seçmen bir başka partiye gidememiştir. Çünkü seçmenin büyük kesiminin gönlünü veya aklını çelen bir başka parti henüz ortada yoktur.

Özellikle Gezi ve 17 Aralık süreci sonrası Ak Parti’nin potansiyel oyundan kaybettiği de not edilmelidir. KONDA’nın yerel seçime dair 28 Mart’da yaptığı ve T24’de de yer alan açıklamasındaki siyasal eğilimlerin kararsızlar dağıtıldıktan sonraki bulguların Ak Parti’ye dair olan grafik aşağıdadır. Görüldüğü gibi Ak Parti eğilim çizgisi aşağıya doğru seyretmiş,  2012 başlarında yüzde 54’ün üstüne çıkan Ak Parti, aradan 24 ay geçtiğinde yüzde 46’ya inmiş fakat muhalefet partileri bir sıçrama üretememiştir.

Tüm bu bulgular bir kez daha siyasi rekabet eksikliğini teyit etmektedir.

Seçimden önce en çok merak edilenlerden birisi İstanbul ve Ankara seçim sonuçlarıydı. Merak edilen kimin kazanacağı olduğu kadar, MHP ve HDP seçmenlerinin ne tarafa destek olacakları sorusunun cevabıydı da aynı zamanda.

İstanbul

Ankara

Meclis oyu

Başkan oyu

Meclis oyu

Başkan oyu

Ak Parti

45,0

47,9

42,0

44,6

CHP

36,5

40,1

32,0

43,8

MHP

7,4

4,0

17,3

7,9

HDP

5,1

4,8

1,1

1,0

Diğer

6,0

3,2

7,6

2,7

100,0

100,0

100,0

100,0

 

Tabloda da göreceğiniz gibi İstanbul’da Ak Parti başkanlık için kendi oyunun dışında 2,9 puan, CHP ise 3,6 puan oyu diğer partilerin seçmenlerinden kazanmış. Buna karşılık MHP’li seçmenin 3,4 puanlık, HDP’li seçmenin 0,3 puanlık ve diğer partilerin seçmenlerinden de 2,8 puanlık oylar başkanlık için rekabet eden iki adaya kaymış.

İstanbul’da şunu söylemek mümkün, seçimler öncesi müthiş tartışmalara sahne olmuş olsa da HDP ya da Sırrı Süreyya Önder oyu sonuç üzerinde belirleyici bir rol oynamadığı gibi meclis ile başkanlık oyu arasında da bir farklılaşma olmamış.

Buna karşılık MHP ve diğer partilerin oylarından iki partiye ve adaya da neredeyse eşit oranda kayma olmuş.

Ankara’da ise ilginç bir durum gözleniyor. Her ne kadar kesin sonuç belli olmasa da oranlar üzerinden bazı çıkarımlar yapmak mümkün. Başkanlık mücadelesinde Ak Parti meclis oylarına ilave 2,6 puanlık, CHP ise 11,8 puanlık artışı diğer partilerin meclis oylarından almış görünüyor.

Meclis oylarından başkanlığa geçişteki azalmaların ise MHP’de 9,4 puan, diğer partilerden 4,9 puan olduğu görülüyor. Bu kayışlardan MHP başta olmak üzere diğer partilerden büyükçe bir seçmen kümesi Mansur Yavaş için oy kullanmış.

İstanbul ve Ankara’daki bu seçmen kayışları arasındaki farkı partilerin değil adayların ürettiğini söylemek mümkün.

4.  İstanbul ve Ankara başta olmak üzere seçim öncesi çokça tartışılan Ak Parti karşıtı kutbun kazanma olasılığı yüksek adaylar için ittifak arayışlarının çalışmadığını söylemek mümkün. Antalya, Adana ve Mersin’de sonuçları belirleyen ittifaklar değil üçlü rekabet oldu. Özellikle Antalya’da CHP ve MHP oy toplamı 2009 oyları ile neredeyse aynı. CHP belediye yönetiminden şikayetçi olan 6 puanlık oy CHP’den MHP’ye kayınca, kazanan 2009 oyunu çok da radikal biçimde artıramamasına karşın Ak Parti oldu.

ANTALYA

2014

2009

Meclis oyu

Başkan oyu

Meclis oyu

Başkan oyu

AK Parti

33.8

35.8

31,5

35,2

CHP

32.7

35.3

33,2

40,1

MHP

26.9

24.4

21,3

17,5

HDP

2.3

2.1

1,8

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.