Taraftarlar, kutuplar ve Anayasa

Evimizin olduğu sokak Galatasaray taraftarları arasındaki en örgütlü ve aktif olan Ultra Aslanlar’ın maçlar öncesi buluştukları sokak. Pazar sabahı Fenerbahçe maçı öncesi saat dokuzda toplanmaya başlamışlardı. İlk bakışta müthiş bir coşku, neşe, heyecan vardı. Biralar, şarkılar sabahtan başlamıştı. Balkondan onları seyrederken hele bir de benim gibi Galatasaray taraftarıysanız o coşkudan etkilenmemek mümkün değil.

Anayasa ve değişim

Anayasa tartışmalarına yine bodoslama daldık. İçeriği okumadan, analiz etmeden kategorik olarak itiraz eden yargı kurumlarının başındakilerden tutun da, mutlaka bu işin içinde bir şey vardır diyenlere kadar korolardan birisi sahne aldı. Öbür koro zaten hazırdı “iktidar ne yaparsa güzel yapar” demeye. Yine bildik insanlar, uzmanlar, köşeciler, yine bildik kelimeler ve argümanlarla ve yine bildik tartışmaları… Okumaya Devam Et

Nefes alacak aralıklar

Çok uzun seneler önce, televizyonun tek devlet kanalı ve siyah beyaz olduğu zamanlarda seyrettiğim bir filmi hiç unutamadım. En sık anımsadığım, adeta beynimi kazınmış bir sahnesi vardı. Tüm hayatım boyunca, özelimde de işimde de o sahne hep ilham verici oldu bana. Tony Curtis’in başrolde olduğu film, 1890’lı yıllarda geçen ve efsane sihirbaz Harry Houdini’nin yaşamını… Okumaya Devam Et

Kadınlarımız

Iğdır’da Kurtuluş İlköğretim Okulu’nda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan evli 43 yaşındaki P.O., kimlikleri belirlenemeyen iki kişi tarafından taciz edildikten sonra dövüldü. (T24.com.tr / 16.3.2010) Bingöl’de eşini dövdüğü için üç ay cezaevinde kalan koca, hapisten çıkar çıkmaz ilk iş, yedi aylık hamile eşine işkence yaparak kulağını ve burnunu kesti (Radikal /16.3.2010)

Ölümde bile sayılamamak

Geçen hafta Elazığ ve çevresinde olan deprem sonrası yine bildik haberleri ve tartışmaları izledik. Hepimizin ilgi ve dikkatini çekmiştir mutlaka, ölülerimizin sayısını bile üç gün sonra netleştirebildik. Hayattayken bile kıymeti olmayan, devletin ve siyasetçilerin ilgisini çekememiş yurttaşlarımızın sayısını ölümlerinde bile doğru dürüst sayamadık.

Farklılığa düşman siyaset (yoksa liderler mi demeliydim?)

“Kılıçdaroğlu’na ayar verildi” diye yazıyordu bir gazete. Kılıçdaroğlu afla ilgili şeyler söylemiş, meğer partisi de şu aşamada af konuşulmasına karşı imiş! Yanlış anımsamıyorsam bu Kılıçdaroğlu ile parti liderinin üçüncü farklı fikir beyan edişi ve üçünde de ayar verilişi. Gerçekten de bir partinin milletvekili merkez yönetimden farklı bir şey düşünüyor ve söylüyor olsaydı, ne olurdu acaba?… Okumaya Devam Et

Yönetilememiş ülke, arayan seçmen

AKP’nin doğuşu ve yükselişi üzerine önceki yazıdan devam edelim. Benim okurun dikkatini çekmeye çalıştığım nokta AKP ne tesadüfen ne 28 Şubat post modern müdahale nedeniyle ne de uluslar arası büyük komplolar sonucu iktidar olduğu.  AKP 12 Eylül askeri darbe sonrası değişen ülkede ya da 1989 Berlin duvarı yıkılışı sonrası değişen dünyada bir sürecin sonucu olarak… Okumaya Devam Et

AKP 28 Şubat ürünü mü?

28 Şubat yıldönümü, darbe soruşturmalarıyla çakışınca köşe yazarlarında ve ekran yorumcularında sıkça şunu duyduk: “Asker 28 Şubat post modern darbeyle Ak Parti’nin doğuşuna vesile oldu. Zaten 27 Nisan e-muhtırasıyla da 22 Temmuz oyunun patlamasına neden olmuştu. Recep Tayyip Erdoğan’ı Belediye Başkanlığından alıp hapse atarlarken de bir liderin doğuşuna neden olundu. Türk halkı da mağduru sever…. Okumaya Devam Et

Duygular

“Duygularıyla hareket ediyor” demeyi hep bir küçümseme ifadesiyle kullanırız. “Duygusal olmak” sözü genellikle irrasyonel davranmayı ima eder günlük dilimizde. Sanayi toplumu sosyolojisinde ve hatta tüm biliminde de duygu hep ihmal edilmiştir. Çünkü duygular somut neden sonuç ilişkisi içinde tanımlanabilir şeyler değildir. Bu nedenle bilimsellik duyguları kapsamazdı. Duygu genellikle alt kültürün, eğitimsizliğin, bilgisizliğin yerine irrasyonel davranışların… Okumaya Devam Et