Sistemin sonuna gelinirken

Ergenekon, Balyoz derken 12 Eylül ve 28 Şubat davaları da başladı. Ülke önce darbeci geleneğin sivil ve üniformalı askerleriyle hesaplaşmaya çalışırken nihayet vesayetçi zihniyetle hesaplaşma yoluna girdi. Son üç yılın Ergenekon, Balyoz davaları etrafında dönen tartışmalarla yalnızca kişiler konuşulurken şimdi artık zihniyet konuşulabilecek mi göreceğiz.

İster doğada olsun ister toplumsal yaşam var olan her sistem ölümlüdür. Zamanın ruhuna uygun olarak toplumlar sistemler oluştururlar. Sonra yaşamın ritmi, kuralları ve kimyası değişmeye başlar. Var olan sistem değişene kendini uydurma becerisine ve hünerine bağlı olarak kendini reforme eder veya edemez. Kendini yaşamın ritmine uyarlayabilen sistem, yeni zihniyet, kurum ve kurallarıyla ve hatta yeni bir sistem olarak yaşamaya devam eder. Ya da var olan sistem yeni hayatın ritmine kendini uyduramaz, kendi içinden kendini onarmayı, reforme etmeyi beceremez, o durumda sistem gerilim üretmeye, çatallanmaya başlar. Hiçbir sistem aynı zihniyet, kurum ve kurallarıyla ebediyen yaşayamaz.

Devletçi, militarist, şoven, tek tipçi sistem dünyadaki zihni ve siyasi değişimi ıskalamıştı. Son elli yılın dünyasının getirdiği değişime inatla direndi. Dünyadaki değişim iki ana hat üzerinde gelişti. Birincisi küreselleşme olarak kodlayabileceğimiz, ekonomik ve teknolojik değişim üzerinden gelişti. İkincisi insan hakları, katılımcılık, demokratikleşme hattı üzerinden gelişti.

Bizim devletçi sistem ekonomik değişim hattını bazen gönüllü bazen de zoraki tutturmaya çalıştı. Ama demokratikleşme hattını bilerek, isteyerek reddetti.

Halbuki bu iki hat birbirini tetikleyen, etkileyen, dönüştüren iki değişim hattıydı. Bu değişim hatlarının birine uyup, birine direnmek doğal yoldan olmayacağı için de sistem zaman zaman zor kullanarak değişimi yönetmeye çalıştı. O zor kullanımlarının adı kimi zaman 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat oldu.

Ak Parti de yandaşları da meseleyi hala yalnızca bir askeri vesayet meselesi olarak dar kapsamda ele alıyorsa da şimdi gerçekten sistemin özünü, zihniyetini tartışmanın zamanı. Hele yeni anayasa konuşmaya başlamışken.

Eğer bu süreci Ak Parti ve yandaşlarının önümüze koyduğu gibi yalnızca askeri vesayetle hesaplaşma çerçevesinden çıkaramazsak yeni sistemi de doğru kurabilmemiz zor olacak.

Bunun yolu ise dünyadaki ve ülkedeki yaşamın ritmindeki ve zihniyetteki değişimi tartışabilmekten, içtenlikle bu değişimi anlayabilmekten, kavrayabilmekten ve yeni bir ütopya üretebilmekten geçiyor.

Şu anda yaşananlara kuru ve kategorik itirazlardan değil daha ileriden, daha demokrat, daha özgür, daha eşitlikçi bir yeni hayatı savunabilmekten geçiyor.

Tuhaf olan şu ki, ülkenin solcu veya sosyal demokrat olduğunu söyleyenlerinin bir kısmı hala meseleye Ak Parti karşıtlığından, iktidar karşıtlığından bakıyor. Düzene karşıt olduğunu sananlar artık sürdürülemez hale gelmiş düzenden yana olduklarının farkında bile değiller.

Yalnızca askerlerin değil zor yoluyla demokratikleşmenin önünü kesen, kesmeye destek olan sivil siyasetçilerin, sermaye sahiplerinin de deşifre edilmesini, toptan bir zihniyetin mahkum edilmesini istemesi gerekenler bu sürece sadece Ak Parti korkularından dolayı müdahil olamıyorlar bile.

Sanki tüm bu tartışmalarla alakasız gibi görünen bir habere dikkatinizi çekmek isterim. Dünyanın en değerli markaları ilan edilmiş. İlk on şirkete bir bakın lütfen, yalnızca biri eski geleneksel sanayici, diğerlerinin hepsi yeni işler, teknoloji ve hizmet şirketleri. Bu şirketlerin ve ürünlerinin hiç birisinin muhatabı doğrudan devletler, bürokratlar, siyasi makamlar değil. Muhataplar doğrudan bireylerin olduğu işler. Sizce bu şirketlerin, işlerin, yeni yaşamın arzuladığı, gereksindiği güçlü devletler, güçlü karar vericiler midir, yoksa güçlü bireyler mi? Güçlü bireylerin gereksindiği güçlü devlet midir, demokratik devlet mi? Bu bile yaşamın ve zamanın nereye doğru aktığını göstermiyor mu?

er

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.