Bölgelere göre farklılaşmalar

Referandum okumaları – 3 

Analizlerimizi il ve ilçelerden bölgelere doğru kaydıralım. Aşağıdaki tabloda bölgeler bazında katılım oranı ve evet/hayır oy oranlarını görüyorsunuz.  

Katılımın en yüksek olduğu bölgeler Batı Marmara (yüzde 85,2), Batı Karadeniz (yüzde 84,6), Ege (yüzde 83,2), Doğu Marmara (yüzde 82,4) ve Batı Anadolu (yüzde 81,3). 

Buraların  aynı zamanda modernleşme süreci açısından  daha ileride olduğuna da dikkat çekelim. Ayrıca KONDA araştırmalarındaki endişeli modernlerin görece fazla oldukları bölgeler.

Dolayısıyla bu bölgelerde katılımın yüksekliği, aynı zamanda “Hayır” oylarının en üst düzeye varabileceği potansiyeli de gösteriyor. 

Katılımın en düşük olduğu üç bölgeyi genel olarak ayrıca analiz edeceğimiz için burada söz etmiyoruz. 
 

“Hayır” oyları en yüksek oranlara Batı Marmara (yüzde 61,5), Ege (yüzde 56,2) ve Akdeniz’de (yüzde 51,3) ulaşıyor. Diğer tüm bölgelerde evet oylarının hayır oylarından fazla olduğu tablodan görülüyor.

“Evet” oyları en yüksek oranlara (yine üç bölgeyi dışarıda bırakarak) Orta Anadolu (yüzde 71,9), Doğu Karadeniz (yüzde 66,4), Batı Karadeniz (yüzde 62,9) ve Doğu Marmara’da (yüzde 58,3) ulaşıyor.

BDP boykotunun etkileri

Çokça tartışılan BDP boykotunun etkileri meselesini tam anlayabilmek için üç tablomuz var. Aşağıdaki birinci tablomuzda, Kürt yurttaşlarımızın ağırlıkta olduğu İstanbul dahil dört bölge ile Akdeniz bölgesindeki 4 ilin seçimlere katılım oranlarının analizi var.

İstanbul’da katılım 2007 genel seçimlerinde yüzde 82, 2009 yerel seçimlerinde yüzde 80,5 iken, referandumda yüzde 73,2 oranında. Referanduma katılımda 2007 genel seçimlerine göre 8,8 puan, 2009 yerel seçimlerine göre 7,3 puan düşme var. 

İstanbul’da 2009 yerel seçimlerindeki DTP oy oranı da yüzde 4,7. Eğer katılım azalmasının tümünün DTP’li Kürt yurttaşlardan kaynaklandığını varsayarsak BDP boykotunun başarılı olduğu söylenebilir. Fakat İstanbul’un kozmopolitliği ve Kürt yurttaşlarımızın 9,2 milyon seçmen içinde 1,5-1,7 milyon dolayında olmaları nedeniyle bu etkiyi ölçebilmek olanaksız.

Bu durumda Kürt yurttaşların ağırlıklı, örneğin yüzde 65’i Kürt olan Güneydoğu Anadolu bölgesine veya yüzde 80’i Kürt olan Ortadoğu Anadolu bölgesine bakmak daha anlamlı olacaktır.

Güneydoğu Anadolu’daki katılım 2007 genel seçimine göre 21,4 puan, 2009 yerel seçimine göre 25,6 puan düşmüş ki, 2009 yerel seçiminde DTP’nin oy oranı da yüzde 29,7.

Ortadoğu Anadolu’da ise 2007’ye göre 15,4, 2009’a göre 16,9 puan katılım düşüklüğü var. Bu verinin yanı sıra elimizde 2009’da DTP oyunun yüzde 25,3 olduğu verisi bulunuyor. Görüldüğü gibi bu tablodan boykot etkisinin BDP’yi aşan bir etki yoğunluğu olduğunu net olarak söyleyebilmek olanaksız.

Bu etkiyi ölçebilmek için varsayımsal bir tablo hazırladık. Varsayımlarımız şu: Referandumdaki tercihlerin tamamı doğrudan parti tercihlerine göre şekillenseydi ne olurdu? Yani AK Parti, SP ve BBP seçmenleri blok halinde “Evet” oyu veriyor, CHP. MHP, DP, DSP seçmenleri blok halinde “Hayır” oyu veriyor, BDP seçmenleri de blok halinde varsayımsal oy pusulasında yer alan boykot seçeneğine mühür basıyor olsalardı (geride kalan küçük partilerin oyları da yarı yarıya “Evet” ve “Hayır” oyları arasında bölünseydi) ne olurdu? 2009 yerel seçimlerindeki partilerin oy oranlarını kullanarak bu varsayımı rakamlara döktüğümüzde aşağıdaki tabloyu elde ediyoruz.

Üç bölgemizde 7.511.245 seçmen arasında referandumda 5,5 milyon kişi olacak, evetler 3,7 milyon, hayırlar 1,8 milyon ve boykotlar da 1,9 milyon olacaktı.

Referandumdaki üç bölgenin gerçek katılım ve evet/hayır oylarını ise aşağıdaki tabloda görüyoruz. Varsayımsal olarak 5 milyon 571 bin katılım olabilecekken 4 milyon 625 bin katılım olmuş. Yani 946 bin seçmen boykotçularında dışında referanduma katılmamış. Fakat “Evet” oylarına bakıldığında varsayımsal “Evet” oyu ile gerçekleşen “Evet” oyu sayısı neredeyse aynı, gerçekleşen “Evet” oyu 3 milyon 721 bin, varsayımsal “Evet” oyu 3 milyon 731 bin. Farklılık “Hayır” oylarında oluşuyor. Varsayımsal “Hayır” oyu 1 milyon 840 bin iken gerçekleşen “Hayır” oyu toplamı 773 bin. Yani potansiyel “Hayır” oyları ile gerçekleşen arasında 1 milyon 66 bin azalma var.  Bu sayı aynı zamanda varsayımsal ile gerçekleşen arasındaki 946 binlik eksik katılım ile birbirine yakın denebilir.

Bu üç tablonun gösterdiği, Ak Parti de, BDP de bu üç bölgede oy tabanlarını korumakta olduklarıdır. Fakat boykotun etkisi ile “Hayır” oyu vereceği beklenebilir seçmenin de sandıklara gitmemesine yol açmıştır. Çünkü varsayımsal olarak bu üç bölgemizdeki “Hayır” oyu verebilecek seçmenlerin arasında CHP, MHP ve DP seçmenleri çok büyük ağırlıktadır, yani BDP’ye kayıyor olduklarını varsaymak gerçekçi olmayacaktır. 

Yarın: Referandum süreci öncesi siyasi pozisyonlar
: Sevgili okuyucularımız, dün yayımladığımız tablonun satır açıklamalarında bir yazım hatası olduğundan, doğrusunu aşağıda tekrar veriyoruz.. Metropol tanımı da seçmen sayısı üzerinden değil, KONDA araştırmalarında kullandığımız, bütünleşik kentsel mekan üzerinden kullanılmaktadır. Düzeltir özür dileriz.

Düzeltme

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.