Süreç ne olursa olsun sürer Son cümle olarak söylemem gereken kanaatimi baştan söyleyeyim süreç ne olursa olsun artık sürecektir. Eğer süreç tanımınız yalnızca PKK’nın vazgeçmesi ve çatışmaların durması ise başka. Yok, eğer süreç tanımınız devletin, yönetimin ve toplumun demokratikleşmesi ve barışın inşası ise başka sonuca varırsınız. Nitekim bugünkü sürçmelerin nedeni ya da yavaş gidiyoruz izlenimini… Okumaya Devam Et
Kategori → T24.com.tr Yazıları
Sürecin neresindeyiz? (2)
Barışı siyaset marifetiyle ve hepimiz inşa edeceğiz Sürecin geldiği noktadaki temel sorunlardan birisi dil ve üslup sorunu. Dünkü ilk bölümde geleneksel siyaset tarzı diyebileceğimiz bu sorunu ve ürettiği engellere değinmiştim. Yine geleneksel siyaset tarzından beslenen ve bizim siyaset zeminimizin kronik hastalıklarından beslenen başka sorunlar da var. Önce şunu kabul etmeliyiz, Kürt meselesi, en önemli aktörü… Okumaya Devam Et
Sürecin neresindeyiz? (1)
Süreç sapak sayarak yürümez Dünkü HDK açıklaması ve PKK’nın “çatışmasızlık devam ama çıkış duracak” tavrı yine bir dalgalanma yarattı. Süreç durdu mu? Yoksa aktörlerde ayak sürçmeleri mi yaşıyoruz? Ya da sürece dair taktik adımlar mı? Önce şunu not edelim: Hepimizin kaderini, ülkenin yakın geleceğini belirleyecek böylesi bir süreç yalnızca aktörlerin veya tek bir aktörün hatalarını… Okumaya Devam Et
Yerelliğin olmadığı yerel seçim
Yerel seçimler yaklaşırken, aday spekülasyonları bu denli yoğunken farkındaysanız ne yerel sorunları konuşan var ne de yönetim problemini. Son iki yıldır yeni anayasa konuşuyoruz. Ülkenin en yakıcı sorunu Kürt meselesi ve Kürt meselesinin en önemli boyutlarından birisi de yönetim boyutu. Ülkenin siyaset yapma zihniyetini etkileme potansiyeli en yüksek unsur olan Gezi yaşanalı daha üç ay… Okumaya Devam Et
Yerel seçimde İstanbul
Seçimler yaklaşırken türlü hesaplar yapılıyor. Varsayımlardan birisi, İstanbul’da Ak Parti kaybederse eğer genel seçimlerde de geriletilmesinin önünün açılacağı. Peki, bu mümkün mü? Ya da nasıl mümkün olur? Önce İstanbul’un son iki seçimdeki oy dağılımına bakalım. Aşağıdaki tabloda görüyorsunuz, 2009 yerel seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı (BBB) ile İl Genel Meclisi (İGM) oy oranları farklı. Yani yüzde… Okumaya Devam Et
Uzun ve sıcak bir kış
Şimdiden tahmin etmek zor değil. Uzun ve sıcak bir sonbahar ve kış geçirecek ülke. O denli çok iç ve dış dinamik, siyasal-toplumsal ve küresel fay hatları hareket halinde ki önümüzdeki bir, iki yıl ülkenin belki de 30-40 yıllık geleceğini etkileyecek. Bu koşullarda ve yeni gündelik hayatın ritmi gereği “şu olacak” demek mümkün değil elbette. Ön… Okumaya Devam Et
Y Kuşağı mı yeni hayatın yeni insanları mı?
Gezi insanlarıyla ilgili en sık başvurulan açıklamalardan bir tanesi “Y kuşağı” kavramı. Y kuşağı olarak anılanlar genel olarak Ocak 1982 ve sonrası doğumlu, üniversite eğitimli gençler. Kavram ABD akademisyenlerine ait ve Y Kuşağı, “echo boomers” olarak da adlandırılıyor. Çünkü bu gençler bir önceki “baby boomer” olarak anılan neslin çocukları. Bu gençler, çocukluklarından itibaren bilgisayar, cep… Okumaya Devam Et
Toplum nasıl müdahale edecek?
“Yok eğer bu iki kimliğin (dini inanışı seccadeyle, sol fikriyatı ve özgürlükleri yatakla sınırlayanlar) devlete hakim olma ve devlet aygıtıyla diğerini yok etme kavgası ise siyaset denen şey, toplumun geri kalan yüzde sekseni bu yok edici kavgaya müdahalenin yolunu bulacaktır.” Son yazımın bu son paragrafı üzerine bir dostum sordu: “Toplum nasıl müdahale edecek?” Biliyorum, güncel… Okumaya Devam Et
Hayatı dar alanlara sıkıştıranlar
Gezi’nin ardından süren bazı tartışmalardaki tarza, dile, kelimelere yansıyan duygulara bakınca dipte başka bir şey olması lazım diyor insan. Sıkça yazdığım gibi “paralı askerler” değil kastettiğim. Onlar işlerini, görevlerini yapıyorlar nihayetinde. Ama bazı siyasetçilerin ve aydınların bu denli ayrımcı ve nefret diliyle konuşmalarına ne demeli. Başka bazı vakalarda daha serinkanlı olan insanlar neden bir yerden… Okumaya Devam Et
Devletin dindar bir nesil yetiştirme görevi var mı?
Geçen yıl Şubat ve Mart aylarında da yine Başbakan’ın “dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz” sözüyle başlayan bugünküne benzer bir tartışma yaşamıştık. 2012 Mart ayı KONDA Barometresi araştırmasında o günlerin güncel tartışması üzerine de sormuştuk. “Devletin dindar bir nesil yetiştirme görevi olduğuna inanıyorum” önermesine “kesinlikle doğru” diyenler yüzde 10, “doğru” diyenler yüzde 35,9 oranındadır. Buna karşılık… Okumaya Devam Et