Nükleer enerjiyi referanduma götürsek…

Çözüm süreci, Suriye, üçüncü havaalanı ihalesi gibi tartışmaların gölgesinde hükümet nükleer santrallerin yapım sözleşmesini imzaladı. Bu gürültü içinde nükleer enerji meselesi de yeterince tartışılmadan arada kaynatılmış oldu. Ülkenin ekonomik gelişmesi, enerji ihtiyacı gibi oldukça kapsamlı bir tartışmayı hak eden nükleer enerji meselesi de siyasal kutuplaşmanın ruhi ambargolarına kurban edildi. Üstelik hala ve yeterince toplumun nükleer… Okumaya Devam Et

Sürecin riski karşısındakiler değil yanındakiler

Barışı inşa süreci her gün bir adım daha ileriye doğru gidiyor. Sürecin her geçen günü şimdilik küçük görünen ama oldukça kayda değer sonuçlar üretecek gelişmeler yaşanıyor. Doğal olarak her türlü algı ve beklenti yönetimine dair tüm yöntemler yürürlükte. Yeni hizalanmalar, yeni ittifaklar da filizleniyor bir yandan. Toplum henüz kenarda serinkanlı biçimde izliyor. Merak edenler için… Okumaya Devam Et

Seçim sistemi üzerine

12 Eylül darbesi ve anayasasıyla devlet ve sistem yeniden düzenlendi. Bu yenilenmiş düzenin en büyük müdahalelerinden birisi siyaset alanı oldu, seçim sisteminden siyasi partiler yasasına, dernekler, sendikalar yasalarından, toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına kadar. Seçim sisteminin özü “temsilde adalete” göre değil “istikrara” göre tasarlandı. İstikrarı zihniyette değil matematik formüllerde aramanın sonucu olarak da yüzde on… Okumaya Devam Et

Partilerin oylarını değerler mi beklentiler mi belirliyor?

Hangi araştırmayı yaparsak yapalım hemen hemen hepsinde Türkiye’ye özgü bir durum gözleniyor. Çoğu farklı tercih ve tutumu açıklamaya yaş-cinsiyet gibi temel demografik kümeler yetmiyor. Hatta bazı konularda iş durumu-geliri-yaşadığı yer gibi kümelenmeler bile açıklayıcı değil. Örneğin “kadın meselesi” veya “adalet ve hukuk algıları” gibi araştırmalarda bu sıra dışı durum daha da belirginleşiyor. “Erkek döver de… Okumaya Devam Et

Bir araştırma üzerine (1):

Yine, yeniden medya üzerine TESEV ve KONDA işbirliği ile gerçekleştirilen “Anayasa’ya dair tanım ve beklentiler” araştırması üzerine çokça tartışıldı. Her yayın organı araştırmanın bütününden daha çok kendi siyasi pozisyonuna uygun gördüğü bir bulguyu başlığa çıkardı. Medya araştırmayı gerçekleştiren kurumlar olarak TESEV ve KONDA’dan herhangi birisini yine kendi siyasi değerlendirmelerine göre öne koydu. Hatta bazıları ya… Okumaya Devam Et

Endişeleri korku politikalarına çevirmek

Korku politikaları günümüz siyasetinin en güçlü silahlarından birisi. Yalnızca Başbakan’ın idam şantajı gibi bize özgü de değil. Tüm dünyada, korku ve korkutma politikaları hemen tüm liderlerin kullandığı bir araç. Endişe, küreselleşme çağında her bir bireyin gündelik hayatında ve zihninde var olan bir duygu. Endişe ya da kaygı çok boyutlu, çok aktörlü, çok katmanlı gündelik hayatın… Okumaya Devam Et

Ölüm üzerinden politika

Bir yanda ölüm orucuna yatmış yüzlerce insan, bir yanda idam tartışmaları. Aslında idamı tartışan Başbakan’dan başka kimse de yok!. Peki, Başbakan idam meselesini durup dururken niye gündeme getirdi? Galiba asıl konu yine Kürt meselesinde son iki yılın politikasında yatıyor. Her ne kadar “siyasetle müzakere, terörle mücadele” şeklinde özetlenen bir politika yürütülüyorsa da müzakere bacağına dair… Okumaya Devam Et

Gri alanlar

Kimlik meseleleri öne çıkmaya başladığından beri toplumsal ve siyasal olaylara eski model ve tanımlar içinden bakmak yetmemeye başladı. Eskinin sağ-sol, emek-sermaye gibi eksenleri birçok meseleyi analiz etmeye ve anlamaya yetmiyor. Şimdi kültürel model ve tanımlar birçok meselede daha açıklayıcı. Örneğin Kürt meselesini sağ-sol ekseninden açıklama çabaları yetersiz kalıyor. Fakat kültürel eksenlerde de yaygın bir alışkanlık… Okumaya Devam Et

Toplumun ağrı eşiği düştü

Toplumda birçok fay hattı beraber çalışıyor. Türk-Kürt, Sünni-Alevi, siyasal İslamcı- endişeli modern gerilimleri giderek gündelik hayatta hayat tarzları kutuplaşmasına dönüşüyor. Elbette bu kutuplaşmaların çoğaltıcısı Ak Parti yandaşlığı – Ak Parti karşıtlığı eksenindeki siyasal kutuplaşma. Bugün “KONDA Barometresi Kutuplaşma Endeksine” göre bu siyasal kutuplaşma toplumun üçte ikisine yakın bir kesimini sarmış durumda. Ne tartışırsak tartışalım, hangi… Okumaya Devam Et

Gücün ihtiyacına göre değil hayatın ihtiyacına göre yönetim

Ülkenin en önemli üç meselesinden birisi var olan yönetim sisteminin baştan aşağıya yeniden yapılandırılması bana göre. Hatta bu denli merkezileşmiş ve hala da merkezileştirilmeye çalışılan bu yönetim sisteminin ters yüz edilmesi gerekli. Yalnızca siyaset üzerinden değil, teknik “yönetim” kavramı üzerinden bile bakıldığında ne denli hayata aykırı bir yönetim sistemi, yetki-sorumluluk dağılım ve karar süreçlerini konuştuğumuz… Okumaya Devam Et