Sivil toplumda demokratikleşmeye öneri

Bugün bir basın toplantısıyla İstanbul Politikalar Merkezi, KONDA Araştırma Şirketi ve National Democracy İnstitute işbirliğiyle, Fuat Keyman’ın, Tarhan Erdem’in ve benim yürütücülüğünde, seçim sistemi ve siyasi partiler kanunu reformları üzerine çalışılan öneriler kamuoyuna açıklandı. Proje kapsamında Tarhan Erdem’in imzasıyla 1876 yılından bu yana uygulanan yasama meclisleri seçimi ve siyasi partiler kanunları derlendi, incelendi ve kitaplaştırıldı…. Okumaya Devam Et

Seçim rallisinin birinci etabının dinamikleri

Seçim rallisi boyunca seçmenin tercihlerini belirleyecek dinamikler değişecek. Çünkü muhtemelen her aktörün ralli boyunca strateji ve taktikleri de değişecek. Birinci adım olan yerel seçimler ardından gelen Cumhurbaşkanlığı seçiminin kostümlü provası olacak bir bakıma. Yerel seçimlerde seçmenin genel siyasi tercihlerinden büyük oranda değişiklik beklenir teorik olarak. Seçmenin yerelde siyasi ideolojisi ve kimliğinden sıyrılarak oy vereceğini düşünülür…. Okumaya Devam Et

Oyun yeniden kurulurken

Ak Parti ile cemaat gerilimi neyi ima ediyor? Meselenin dershanelerden ibaret olmadığını herkes biliyor. Aslında dershane problemini gerçekten konuşmamız gerekiyor ama bugünlerde yaşanan çatışmanın sebebinin bu olmadığına herkes hemfikir. Bu çatışma bir bakıma iktidar bloğunda da bir çatlak. Aktörler üzerinden bakılınca Ak Parti referandum sonrası yaptıkları ve söyledikleriyle demokratların bir kesimiyle entelektüel beslenme yollarını kopardı…. Okumaya Devam Et

Komisyon çalışmayınca anayasa ihtiyacı kalktı mı?

Bir bakıma malumun ilanı oldu, Meclis Başkanı Anayasa uzlaşma komisyonu çalışmalarının yürümediğini açıkladı. İki yılın olanlarını kuşbakışı özetlemeye ve analiz etmeye çalışalım. Diyeceksiniz ki bazıları baştan olmayacağını söylemişti. Evet, söyleyenler olmuştu ama söylenenleri ikiye ayırmak lazım. Birinci grup zaten anayasanın yapılmasına, değişime baştan itirazlar, statükonun savunularıydı. Hatta anayasanın bu meclis tarafından yapılamayacağı, yapılmaması gerektiği savları… Okumaya Devam Et

Cumartesi Diyarbakır’da ne oldu?

Cumartesi günü Diyarbakır’da yaşananların esas olarak iki katmanda etkileri var. Birinci katman gelecek elli yıllık perspektifte Orta Doğu’da olası gelişmelere dair, ikinci katman Türkiye’nin geleceğine dair. Hükümet hangisini esas olarak, hangi niyetle bu ziyareti planladı bilemem. Irak ve Suriye’de yaşanmış olan ve yaşanacak olan şeyler ne olursa olsun, iki şeyi biliyoruz. Orta Doğu’da ne sınırlar… Okumaya Devam Et

Ak Parti’nin toplum tahayyülünü çerçevelemek

12 Eylül darbesinden 2002 yılına gelene değin ülkedeki hükümetlerin ortalama ömrü bir yıl dört ay. Dünyada ve ülkede hayatın her boyutuyla değiştiği bir dönem siyasi iktidarlarca değil teknokratlarca, var olan devletçi ve merkeziyetçi sistem ve zihniyetle yönetilmiş. Bizim oralarda “tarlayı gene bırakmak” denir. Tarla işlenmemişse, gübrelenmemişse, doğal hayat o tarlada kendiliğinden gelişmeye başlar. Tarlayı ot… Okumaya Devam Et

Türkiyelileşirken yerelleşmek

Seçmen 2011 seçimlerinde yeni bir siyasi denge üretmişti. “Fakat çıkan sonuca bakarak her bir aktörün kendi oy oranını, milletvekili sayısını değerlendirmesi ve yalnızca kendisi üzerinden bir yorum üretmesi eksikli ve hatalı olacaktır. Çünkü 12 Haziran akşamının ikinci temel sonucu ve işareti, her bir aktör, kendininkinden daha çok ötekinin oy oranını, milletvekili sayısını anlamlandırmaya ve anlamaya… Okumaya Devam Et

Esas çılgın proje ne olurdu?

2014 Yerel seçimlerine iktidarın da muhalefetin de yerellik üzerinden hazırlık ve anlamlandırma yapmadığını biliyoruz. İki taraf da başka anlamlar yükleyerek yerel seçimlere hazırlanıyor. İktidar yerel seçimleri Cumhurbaşkanlığa seçimi öncesi kostümlü prova olarak görüyor. Acaba yüksek bir oy oranı yakalayıp, son bir şans başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı zorlaması yapabilir miyim diye özetlenebilecek bir yaklaşımı var iktidarın…. Okumaya Devam Et

Yönetmek mi itişmek mi?

Önce hemen her kavramın ve değerin içini boşalttık, gerçek anlamını kaybettirdik. Evrensel kavramları ve değerleri kirlettik. Sonra da gerçek anlamından soyutlanmış bu kavramları ve değerleri, siyasallaştırdık, kutuplaşmanın aracı yaptık. Laiklik, demokrasi kavramları bile elimizden kurtulamadı. Değişim sözcüğü de ha keza. Hepimizin dilinde pelesenk oldu değişim sözcüğü. Ama değişenin ne olduğunda da değişmesi gerekenin ne olduğunda… Okumaya Devam Et

Yerel yönetim mi dediniz?

Önce hemen her kavramın ve değerin içini boşalttık, gerçek anlamını kaybettirdik. Evrensel kavramları ve değerleri kirlettik. Sonra da gerçek anlamından soyutlanmış bu kavramları ve değerleri, siyasallaştırdık, kutuplaşmanın aracı yaptık. Laiklik, demokrasi kavramları bile elimizden kurtulamadı. Değişim sözcüğü de ha keza. Hepimizin dilinde pelesenk oldu değişim sözcüğü. Ama değişenin ne olduğunda da değişmesi gerekenin ne olduğunda… Okumaya Devam Et