Yukio Mişima, “Bir maskenin itirafları” isimli otobiyografik romanında, büyükbabasının, valilik görevini bırakışından sonrasını şöyle anlatır: “O günden sonra ailem baş aşağı gitmeye başlamış. Ama bunu öylesine umursamamaya başlamış ki, düşüşünü hızlandırmak için handiyse elinden geleni yapmış diyeceğim; büyük borçlanmalar, vadesi gelip geçen ipotekler, aile emlakinin satılması ve sonunda, mali güçlükler büsbütün artınca da aşırı bir… Okumaya Devam Et
Yazar Arşivleri → Bekir Ağırdır
CUMHURİYET HALK PARTİSİ/ Değişmek ya da değişmemek
CUMHURİYET HALK PARTİSİ Değişmek ya da değişmemek (KONDA bulgu ve seçim verileriyle CHP) Bekir AĞIRDIR (20,21,22 Mayıs 2010 tarihlerinde RADİKAL gazetesinde yayınlanmıştır) CUMHURİYET HALK PARTİSİ “DEĞİŞMEK YA DA DEĞİŞMEMEK” KONDA BULGULARI VE SEÇİM VERİLERİYLE CHP İÇİNDEKİLER 1. CHP KURULTAYLARI 2 2. SEÇİMLER… Okumaya Devam Et
CUMHURİYET HALK PARTİSİ – “DEĞİŞMEK YA DA DEĞİŞMEMEK”
1. CHP KURULTAYLARI CHP tarihinde, 12 Eylül 1980 öncesi 24 Kurultay ve 8 Olağanüstü Kurultay, 12 Eylül 1980 sonrası ise 8 Kurultay 3 Olağanüstü Kurultay gerçekleştirdi. Şimdi 22-23 Mayıs’ta 33. Olağan Kurultay’ını yapacak. Bu kurultay aynı zamanda belki de CHP tarihindeki en önemli kurultaylardan birisi olma potansiyelini taşıyor.
Baykal skandalı vesilesiyle
Ortalıkta yüzlerce Baykal’ın ne yapacağı ve niyeti üzerine tüm konuşma ve yazılar spekülasyondan ibaret bence. Çünkü kendisi de ne yapacağını bilmiyor. Yapmak istediğinin ne olduğu konusunda galiba hiç kimsenin bir tereddüdü yok. Ama niyet ile yapılabilirlik farklı. CHP meselesi ise ayrıca düşünmemiz ve konuşmamız gereken bir konu.
Önce solu tanımlamak
İktidar kavgası öyle seviyelere indi, öyle yeni yöntemler, öyle aktörler devreye girdi ki her gün hayretle izliyoruz. Önce Temmuz’da referandum, sonra Ağustos’ta Yüksek Askeri Şura’da yeni komuta heyetinin belirlenmesine kadar geçecek sürede daha kaç kanlı çatışma, daha kaç gizli kayıt ve her türlü yasayı, kuralı, etiği çiğneme hamlesi göreceğiz kim bilir?
Ütopyamızı yitirdik
Ütopya isimli çeşitli yazarların denemelerinden oluşan kitaptaki yazısında, Pınar Kür kendi ütopyasını anlatmaya şöyle başlıyor: “İki saattir makinenin başında oturuyorum. Ütopyamı yazacağım ama yazamıyorum. Çünkü ne yazacağımı bilemiyorum. Yıllardır sürdürdüğüm (ülkenin insanlarının sürdürdüğü) bunaltıcı yaşam, ütopyaları yok mu etti?”
77’de Taksim’deydik, 2010’da da
Otuz iki yıl sonra yasakçı zihniyet nihayet direnişine ara verdi ve 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’ndaydık. Beni en çok etkileyen slogandı: “1977’de Taksim’deydik 2010’da da Taksim’deyiz.” Hâlâ tetikçilerinin adını bilmediğimiz ama organize edenin derin devlet olduğunda hiç birimizin kuşkusu olmayan o lanetli günden sonra, ilk kez marşlarımız, şarkılarımızla oradaydık.
Türkler yabancı düşmanı mı?
Başlık “BBC Araştırması: ABD’ye En Olumsuz Bakan Ülke Türkiye” şeklindeydi ve haber devam ediyordu: ABD’ye dünyada en olumsuz bakan ülkenin Türkiye olduğu belirlendi.BBC dünya servisinin 28 ülkede yaptırdığı uluslararası ankete göre, Obama faktörüne rağmen Türkiye’de ABD hakkında olumsuz düşünenlerin oranının yüzde 70’e ulaşıyor. … Anket, Türkiye’de halkın hiçbir ülke konusunda çok olumlu görüşleri olmadığını da… Okumaya Devam Et
‘Dur kardeşim’ diyecek bir otorite lazım değil mi Türkiye’de?
Sık sık ne kadar sürrealist bir ülkede yaşadığımızı hatırlıyorum. Özellikle siyasete ve medyaya bakıldığında yaşanan sürrealizmi hatırlatacak ne kadar örnek var önümüzde. Ama bu sürrealist durum aynı zamanda gerçekliğin de ta kendisi. Şu birkaç günde gündeme düşen üç haberi alt alta getirelim, aklımıza gelen soruları soralım ve sonra ülkede süren gerilimin, çatışmanın ne olduğunu, niçin… Okumaya Devam Et
Kimlik ve Yeni Paradigma
Kimlik meselesiyle ilgili düşünmenin ve çözüm aramanın iki tuzağı var. Birincisi bireyleri tek bir kimlik üzerinden tanımlamaya kalkışmak. Yani bireyi sadece kimlikten ibaret sanmak ve meseleyi yalnızca o kimlik üzerinden düşünmek. Halbuki günümüzün bireyini tek bir kimlikle sınırlamak müthiş bir yanılgı. Günümüz bireyi çok kimlikli.