Çözüm ve barışı inşa sürecinin önemli bir adımı daha geçildi bu hafta. Okur sürecin doğrudan içindeki, kenarındaki, dışındaki, karşısındaki aktörleri üzerine bolca yorum okuyor. Ben aktörlerden çok meseleye bakmanın, aktörler üzerinden değil mesele üzerinden pozisyon almanın daha doğru olduğunu düşünenlerdenim. Aktörlerden daha çok toplumun, sade vatandaşın meseleye dair algılarına, beklentilerine bakmalıyız. Ve meseleyi var eden… Okumaya Devam Et
Tarih Arşivleri → Nisan 2013
Seçim sistemi ve siyasi rekabet
Seçim sisteminin değiştirilmesine dair hazırlık ve gereklilikten söz etmiştik önceki yazıda. Uygulanmakta olan sistemin en temel iki sonucu, bir yandan “temsil adaletini” sağlayamıyor oluşu, bir yandan da hem Kürt siyasetini hem de diğer farklı siyasi hareketleri parlamentodan uzak tutması. Önceki yazıda sayıları vermiştim, bu sistemle seçmenin üçte bir oyunu alan parti, milletvekillerinin üçte ikisini alabilir…. Okumaya Devam Et
Seçim sistemi ve baraj
Yeni anayasa gerçekten devletin ve yönetim sisteminin yeniden yapılanmasını ve demokratikleşmesini sağlayacak mı? Yoksa kısmi değişiklikler ile sınırlı mı kalacak? Parlamenter sistemle devam edilecek mi yoksa başkanlık sistemine mi geçilecek? Bu tartışmaları önümüzdeki birkaç ay içinde oldukça yoğun biçimde yapacağımız anlaşılıyor. Anayasanın kapsamı ve sistem ne olursa olsun mutlaka çözmemiz gereken en önemli meselelerden bir… Okumaya Devam Et
Değerler mi, tabular mı?
Fazıl Say’ın yargılanması vakası etrafında bir tartışmadır gidiyor. Elbette çok zihin açıcı değerlendirmeler söylendi, yazıldı. Kabul edelim ki değerlendirmelerin önemlice bir kısmı da iktidar yandaşlığı ve karşıtlığı eksenindeki siyasi bir pozisyonun ve ürettiği zihni ve duygusal ambargoların örnekleriydi. Başta Fazıl Say’ınki de yargınınki de. Bu vaka vesilesiyle üzerinde düşünmemiz gereken başka konular ve boyutlar da… Okumaya Devam Et
Seçim sistemi üzerine
12 Eylül darbesi ve anayasasıyla devlet ve sistem yeniden düzenlendi. Bu yenilenmiş düzenin en büyük müdahalelerinden birisi siyaset alanı oldu, seçim sisteminden siyasi partiler yasasına, dernekler, sendikalar yasalarından, toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına kadar. Seçim sisteminin özü “temsilde adalete” göre değil “istikrara” göre tasarlandı. İstikrarı zihniyette değil matematik formüllerde aramanın sonucu olarak da yüzde on… Okumaya Devam Et
Kardeşlik değil eşitlik ve adalet
Çözüm süreci başladığından beri toplumun sürece destek olup, olmadığı veya ne oranda olduğu sorusu var. Bana kalırsa soruyu destek oranı üzerinden sormak yanlış. Devlet ile birey arasında başlamış bir Kürt meselesi ve hak mücadelesinin çatışmalı yıllar boyunca toplumsal boyutunun da oluştuğunu biliyorduk. Meselenin devlet- Kürtler boyutu yanı sıra Türk-Kürt kutuplaşmasının da oluştuğu tespit edilmişti. Bunun… Okumaya Devam Et
Kavramlar bozuldu
Bizim topraklarda demokrasi, seçimlerden ve partilerin varlığından ibaret. Çoğunlukla toplumun demokrasi kültürü eksikliğinden, çatışmacı kültürün varlığından söz ediyoruz. Ama bu toplumdaki sorunlu siyasi kültürün varlığında ve sürdürülmesinde siyasi aktörlerin rolünü de ıskalamamak gerek. Bizdeki hakim siyaset tarzı müzakere üzerine değil münakaşa ve münazara üzerinde çalışıyor. Aslolan müzakere-ikna ve uzlaşma süreci değil, sataşma-tartışma-kavga anları. Ve siyasetçilerin… Okumaya Devam Et
Karamsarlık kalıcı olabilir mi?
Altı ayda bir KONDA Barometresi araştırmaları dizisi içinde izlediğimiz “yaşamdan memnuniyet endeksinin” Kasım 2012 bulgularına göre, toplumun kabaca üçte biri beş yıl sonra ülkede yaşamın daha iyi olacağını, üçte birinden biraz fazlası da bireysel yaşam koşullarının daha iyi olacağını bekliyor. Toplumun üçte biri beş yıl sonrası için iyi veya kötü bir şey söyleyemez iken diğer… Okumaya Devam Et
Çatışmacı kültürde şiddet
Önümüzde uzun ve kritik bir süreç var. Herkes şiddetin ve çatışmaların sona ermesi üzerinden tartışıyorsa da asıl hedef barışı inşa edebilmek. Barış ise yalnızca siyasi aktörlerin anlaşmalarından ibaret değil. Gerçek barış süreci bir yandan devletin yeniden yapılandırılarak demokratikleşmesi öte yandan da önce toplumsal mutabakat ve giderek toplumun dönüşmesi ve demokratikleşmesi. Toplumun demokratikleşmesinde direnç üretecek alanlardan… Okumaya Devam Et
Yan yana mı, iç içe mi yaşayacağız?
KONDA GENEL MÜDÜRÜ BEKİR AĞIRDIR: SORUNUN ÖZÜNÜ TARTIŞMALIYIZ Serpil İlgün / 1 Nisan 2013, Evrensel Gazetesi Barışın nasıl işleyeceği konusu, geçtiğimiz haftanın ana tartışmalarından birini oluşturdu. Akil insanların kimlerden oluşacağına, nasıl adlandırılacağına, statüsünün ne olacağına yazarlar ve yorumcular tarafından yanıt arandı. Buna PKK’nin ne zaman, nasıl çekileceği tartışmaları da eklendi ve çekilmeye ilişkin değişik takvimler… Okumaya Devam Et