Demokrasiyi demokratikleştirelim

Bir yılı geride bırakırken yine ülke siyasette çözümsüzlüğün ve tıkanmışlığın pençesine düştü.  Ülkeyi yönetmesi gereken siyaset, uzun yıllardır istikrar olduğu sanılan siyasal çoğunluğa sahip bir iktidarla bile yönetemez durumda. Almamız gereken birinci ders, demek ki istikrar sayılarda değil zihniyetteymiş.  İstikrar sayılardan değil, diğerlerinin de taleplerine dikkate almaktan ve uzlaşma arayışından, uzlaşmanın vazgeçilmez siyasi yöntem olmasından… Okumaya Devam Et

Pazar yazıları ve Gece Bekçisi

Pazar günkü gazetelerde son bir haftadır yinelenen sarsıcı olaylar, askeri karargâh aranması ve Kürt siyasetçilerin tutuklanması üzerine eminim yüzlerce yorum okuduk hepimiz. Yine neredeyse tamamı, olanlara herhangi bir kutbun içinden bakan, olan biteni tümüyle yalan ya da tümüyle gerçek kabul ederek, bizleri de ikna etmeye çalışan yazılardı bunlar. Bir tanesi diğerlerinden farklıydı, Yıldıray Oğur’un yazısından… Okumaya Devam Et

Kim kazandı kim kaybetti

Açılım meselesinde gele gele nereye geldik? Geçen haftalarda yaşanan Tokat ve DTP’nin kapatılması olaylarından sonra bu muhasebeyi her halde liderlerden Başbakana kadar tüm siyasiler yapıyordur. Biz sade yurttaşlara da aktörlerin, Kürt sorununun çözümü yolunda daha doğru işler yapmalarını ummaktan ve çözümsüzlüğün getireceği belalardan uzak olmayı dilemekten başka bir şey kalmıyor.

Her zaman, her yerde belirsizlik

Zaman zaman okuyoruz, stratejist olduğu söylenen bir uzman “20 yıl sonra ABD’de iç savaş  çıkacak, ikiye bölünecek”,  bir başka ekonomist demiş  ki “su sorunu etrafında 3. Dünya savaşı çıkacak”, bir başka siyaset bilimci demiş ki “Türkiye, Çin, Rusya yeni bir ittifak oluşturup, dünyada süper güç olacak” . Gelecek bilimci sıfatı yakıştırılan bu uzmanlara, şirketlerimiz dünyanın… Okumaya Devam Et

Aynadaki provokatör

Biliyorsunuz, “provokatör”, “provokasyon” sözcüklerini bugünlerde yine sıkça duyuyoruz, kullanıyoruz. TDK Sözlüğe göre bu yabancı kökenli kelimelerin Türkçe anlamları “kışkırtıcı” ve “kışkırtma” demek. Bizdeki kullanım biçimiyle de “kışkırtılanın niyeti, günahı yoktu ama art niyetli birilerince gaza getirildi, tuzağa düşürüldü ve suçu işledi” demek.