Yıl biterken

Geriye dönüp baktığımızda biten yılın bir bakıma kaybedilmiş olduğunu söylemek mümkün. 2011 Genel seçimlerinden bu yana siyasetin toplumsal ihtiyaç ve talebi karşılayamadığı görüyoruz. 1987’den itibaren ne siyasal ne de ekonomik olarak yönetilememiş ülkede bu yönetimsizlik 2000 ve 2001 ekonomik krizleriyle taçlanmıştı. Toplum 1987-2002 arası tüm seçimlerde birinci partiyi değiştirerek siyasi liderini ve vizyonunu aramış ve… Okumaya Devam Et

KONDA’s Ağırdır: Polarization in lifestyle on the rise in Turkey

30 December 2012 / YONCA POYRAZ DOĞAN, İSTANBUL, Study after study indicates that political polarization has been on a gradual rise in Turkey and that there is even a chance of polarization in lifestyle, which can lead dangerously to ghettoization, says this week’s guest for Monday Talk. “If polarization in lifestyle persists, it can lead… Okumaya Devam Et

Bela

Yılsonları gelince mutlaka yılın siyasal veya popüler olayları sıralanır, değerlendirilir. Peki, toplumsal açıdan bu yılın olayı nedir? Bu yılın, hatta son dört, beş yılın toplumsal olayı derinleşen siyasal ve toplumsal kutuplaşmadır. Üstelik bu durum geleceğimiz için büyük bir beladır. Siyasal kutuplaşma konusunda bilinmeyen yok. Ak Parti yandaşlığı ve karşıtlığı ekseninde gelişen siyasal kutuplaşma her beş… Okumaya Devam Et

Diyet

Kürtlerin nüfusu 14 milyon dolayında. Malum 1965’den beri nüfus sayımlarında anadil gibi bilgiler olmadığından elimizde KONDA’nın yaptığı araştırmalar dışında daha sağlıklı veri yok. Bu nüfusun 9 milyonu bölgede, 5 milyonu İstanbul, Mersin, Antalya başta olmak üzere ülkenin diğer yörelerinde. Yalnızca son otuz yılın çatışma ortamında, bölgedeki 9 milyon Kürt’ten yaklaşık bir milyon altı yüz bini… Okumaya Devam Et

Sade vatandaş gözünde Ergenekon

Ergenekon meselesini ağırlıklı olarak bir dava ve aktörleri üzerinden konuşuyoruz. Ergenekon davası ve etrafındaki tartışmalar aynı zamanda toplumda derinleşerek gelişmekte olan siyasal kutuplaşmanın en önemli göstergelerinden birisi. Elbette bu tartışma hem kutuplaşmanın dinamiklerinden hem de sonuçlarından da birisi. Önce KONDA Barometrelerinden bulguları özetleyeyim. Toplumun yüzde 55’i Ergenekon davasını “çetelerle mücadele” olarak görürken, yüzde 45’i de… Okumaya Devam Et

Şoven zihniyet ve slikozis

Pınar Selek davasını münferit bir olay, yalnızca Pınar Selek’in başına gelmiş bir şanssızlık olarak görmüyorsunuz herhalde. Bu topraklarda tek tip vatandaşlığı reddetmiş ya da “makbul vatandaş” olamamış herkes, her an böyle bir risk ile karşı karşıya. Hangi gerekçeyle, hangi olaya, hangi örgüte, hangi davaya bağlanacağınızın önemi de yok. Gerek düşündüklerinizle, gerek yazdıklarınızla ya da seçtiğiniz… Okumaya Devam Et

Partilerin oylarını değerler mi beklentiler mi belirliyor?

Hangi araştırmayı yaparsak yapalım hemen hemen hepsinde Türkiye’ye özgü bir durum gözleniyor. Çoğu farklı tercih ve tutumu açıklamaya yaş-cinsiyet gibi temel demografik kümeler yetmiyor. Hatta bazı konularda iş durumu-geliri-yaşadığı yer gibi kümelenmeler bile açıklayıcı değil. Örneğin “kadın meselesi” veya “adalet ve hukuk algıları” gibi araştırmalarda bu sıra dışı durum daha da belirginleşiyor. “Erkek döver de… Okumaya Devam Et

‘Muhafazakârlar ve laikler yüzleşti orada sorun bitti’

26.11.2012 – Mine Şenocaklı TESEV ile KONDA’nın ‘Anayasaya Dair Tanım ve Beklentiler’ araştırmasının sonuçları şaşırtıcıydı. Kürt meselesi çözülsün ama anayasada sadece Türk kimliği olsun, laiklik anayasal bir madde olarak korunsun ama hakim de başörtüsü takabilsin gibi… Bu çelişkili gibi görünen sonuçların sebebini araştırmanın yöneticisi Bekir Ağırdır’a sordum. Özetle verdiği yanıt şu oldu; “Toplum değişim istiyor… Okumaya Devam Et

Bir araştırma üzerine (1):

Yine, yeniden medya üzerine TESEV ve KONDA işbirliği ile gerçekleştirilen “Anayasa’ya dair tanım ve beklentiler” araştırması üzerine çokça tartışıldı. Her yayın organı araştırmanın bütününden daha çok kendi siyasi pozisyonuna uygun gördüğü bir bulguyu başlığa çıkardı. Medya araştırmayı gerçekleştiren kurumlar olarak TESEV ve KONDA’dan herhangi birisini yine kendi siyasi değerlendirmelerine göre öne koydu. Hatta bazıları ya… Okumaya Devam Et

Endişeleri korku politikalarına çevirmek

Korku politikaları günümüz siyasetinin en güçlü silahlarından birisi. Yalnızca Başbakan’ın idam şantajı gibi bize özgü de değil. Tüm dünyada, korku ve korkutma politikaları hemen tüm liderlerin kullandığı bir araç. Endişe, küreselleşme çağında her bir bireyin gündelik hayatında ve zihninde var olan bir duygu. Endişe ya da kaygı çok boyutlu, çok aktörlü, çok katmanlı gündelik hayatın… Okumaya Devam Et