Yeni bir sol siyasi iddiayı oluşturmak

Ülkenin yeni bir siyasi hamleye ve harekete ihtiyacı bugün her zamankinden daha fazla. Kutuplaşmanın pençesine düşmüş toplum, tanrı ile devlet arasına sıkışmış siyaset ve gündelik hayatın her alanına giderek yayılmakta olan hoşgörüsüzlük ve şiddet, var olan reel politik sorunları çözemiyor.

Bu meseleyi düşünmeye ve konuşmaya sol boşluğu ya da muhalefet boşluğunu doldurmak şeklinde başlayamayız kanımca.  Çünkü sorunların gelip dayadığı ülkenin meselesi bir boşluğun doldurulmasından daha derin hedefler gerektiriyor. Siyasi temsildeki boşluk sağda ya da solda olmak meselesinde değil. Siyasi boşluk ülkeyi baştan aşağı değiştirmeye talip olmakta var.

Ülkenin ve kendinin önüne toplumsal uzlaşmayı ve barışı, yarın sabaha “ama”sız koşulsuz tam demokrasiyi hedef koymuş bir partiye ihtiyaç her zamankinden daha fazla. Devleti daha iyi yöneteceğim diyen değil devleti baştan aşağıya yeniden yapılandıracağım, etkin devlet-örgütlü toplum-aktif yurttaş dengesini yeni anayasayla yeniden kurgulayacağım demek gerekiyor.

Hedefi böyle koyarak başladığımızda bu hedefin gerektirdiği program da siyaset tarzı da örgütlenme modeli de insanları da daha geniş kapsamda düşünmek kaçınılmaz ve ayrıca gerekli de.

Son 15- 20 yıldır bu konuda en azından benim bildiğim, bazılarının aktif katılımcısı olduğum yirmiden fazla girişimin başarısızlıklarına dönüp baktığımda hep ortak hataları görüyorum. Birinci cümleden başlayarak sol boşluğu doldurmak, solda birliği sağlamak, sosyalistlerle sosyal demokratların buluşmasını sağlamak gibi söylemler ve çabalar yetmiyor. Çünkü günümüzün gündelik hayatını, ülkenin sorunlarını, insanların taleplerini, dünyadaki gelişmeleri ve hepsinden önemlisi de düşünce sistematiğindeki ve zihin haritamızdaki değişiklikleri eski sağ-sol ekseninden açıklamaya çalışmak nafile bir çaba olarak kalıyor.

Biliyorum bazı okurlar hemen bu son cümleyi okuduğu anda bile kızacak. Ama söyler misiniz Kürt sorununa bugün ortalıkta görülen ve sol, sosyal demokrat olduğunu kendi diliyle söyleyenlerin bu kadar farklı duruşları ve hatta neredeyse faşizan bakışları nasıl sol ile açıklanabilir? Ya Ergenekon meselesine bu kadar bir birinin zıttı farklı sol bakışlar nasıl hayat bulabilir? Kendi halkına kendi toprağına bu kadar güvensizlik, düşmanlık nasıl sol olabilir?

Başlamamız gereken noktanın bugünün dünyasına yeni sol iddianın, yeni ütopyanın kurgulanmasından başlamak olduğunu düşünüyorum. Eğer bu iddia, ütopya günün koşullarına uygun ve geçerliyse sıradan insanlar gözünde etkisini bulacaktır. Eğer bu iddia tüm mağdurları kapsıyor ve onların eşitlik, özgürlük, adalet taleplerine cevap üretiyorsa, ülkenin yaşadıklarını kader, komplo olarak değerlendirmiyor ülkeye küresel bir rol biçiyorsa, ekonomik kalkınmanın yanına gelir dağılımı hedefi koyuyorsa, temsili demokrasiyi katılımcı demokrasiye taşıyorsa, mecburi vatandaşlığı gönüllü vatandaşlığa çeviriyorsa, herkesin oturduğu yerin sorunlarına kendi çözümlerini üretebilmelerini sağlayacak yönetim reformunu öneriyorsa zaten hayat bulacaktır.

Eğer bu iddianın ateşi ve ışığı yeterince güçlüyse, o iddianın şehveti kişisel egoları, güvensizlikleri insanların kendi kafalarında aşmalarını sağlayacaktır. Yeni iddianın ateşi ve ışığı, girişimcisi, katılımcısı, üyesi olmak için grup kimliğini bırakıp gelmek, girişimcilerinin güvenine mazhar olmak ve hatta hamamda yıkanarak gelmek gibi anlamsız ve geçersiz ön koşulları kendiliğinden ortadan kaldıracaktır.

Tek bir önkoşul yeterlidir: bu toprakların insanlarına güvenmek. Bu sade ilkeden başlayarak konuşabilir, günü anlamlandırmaya çalışabilirsek, yeni anlamlardan yeni bir iddia üretebilirsek başarabiliriz. Ürettiğimizin sol olup olmayacağına hayat ve insanlar karar verecektir.

Yoksa bizim o’na sol dememizin kıymeti yoktur…

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.