Ölüleri kalorifere dayayarak canlandıramazsınız

Hafta sonu DP ve DSP’nin kongreleri ve genel başkan seçimleri vardı. İki partinin de genel başkanları yerel seçimden sonra başarısız olduklarını söyleyerek istifa etmişlerdi. Ama şimdi yine aday oldular! DP siyasette merkez sağda boşluk olduğunu ve bu boşluğu doldurmaya aday parti olduğunu iddia eden başkan adayları ve köşe yazarlarıyla kongreye gitti. Bana bütün bunlar sürrealist… Okumaya Devam Et

Deprem dilekçeyle gelmez

Mardin’de yaşanan katliamla ilgili bir haftadır, genellikle de katliama giden yolun başlangıcı olarak koruculuk, bölgedeki feodalite gibi meseleler üzerinden konuşuyor, tartışıyoruz.. Belki de meseleyi Kürt yurttaşlarla, korucularla ve Mardin ile ilgili kısımları dışında ve bu sınırlardan kurtularak, daha genel olarak anlamaya çalışmamız gerek. Şiddetin, silahlı şiddetin, topluca öldürmenin seçenek olarak düşünülebilmesini, gerçekliğe dönüşmesini sağlayan, en… Okumaya Devam Et

Değişimin temsilcisi AKP mi? (2)

AKP’nin ekonomik kalkınma programında bilinmedik ve özgün bir taraf yok. 80 Yıllık ekonomik kalkınma hedefini biraz konjonktürün de desteği, biraz da bütçe disiplini, özelleştirme gibi bazı alanlarda bir yere kadar başarılı yönetimle sürdürdü. Ama ekonomik kalkınma hedefinin küreselleşme-küresel rekabet boyutunu da kapsayacak biçimde revize edilmesi, gelir dağılımı, anti tekel yasalar, denetlenebilirlik, şeffaflık, kayıt dışılık, ekonomik… Okumaya Devam Et

Değişimin temsilcisi AKP mi?

Sayın Başbakan Salı günkü grup toplantısında “AKP değişimin temsilcisi ve öncüsüdür” diyordu. Bu sav günlerce ve sayfalar dolusu tartışılabilir. Tartışılmalı! Toplum ve sade vatandaş gözünden bakınca ve diğer partilerle karşılaştırılınca bir yere kadar bu sav doğru görünüyor. CHP ve MHP’nin ne yazık ki AB, demokratikleşme, Kürt sorunu gibi ülkenin yakıcı sorunları karşısında statükoyu korumak dışında… Okumaya Devam Et

Hayatı dizilerden mi öğreniyoruz?

Bir TV söyleşisinde tiyatrocu Şevket Çoruh “hayatı dizilerden öğreniyoruz” diyordu. Televizyon dizileri son yılların önemli bir fenomeni halinde. Bir kesim “dizilerle halkın uyutulduğunu, uyuşturulduğunu” söylüyor ve izlemediğini iddia ediyor. Öte yandan da haftada sekiz ya da on diziyi kaçırmadan izlediğini söyleyenler var. Yalnızca dizilerin etkisiyle değil, günümüz gündelik hayatının ritmi içinde çoğalmakta olan iletişimsizlik, karmaşıklık… Okumaya Devam Et

Yeni Anayasaya ihtiyacımız var

Hem devlet ile vatandaş arasındaki hem de toplumun iç mutabakatı bozulmuş durumda. Mecburi vatandaşlığı gönüllü vatandaşlığa çevirebilecek reformları yapamadığımız, devlet aygıtını Sünni Türklere göre kurgulayıp Alevileri ve Kürtleri devletin dışında bırakan bir yapı oluştuğu için bu böyle. Ayrıca geleneksel hale gelmiş bu sorunların yanı sıra son yıllardaki laiklik tartışmaları, laikliği aşındırma çabaları gibi din-devlet ilişkileri… Okumaya Devam Et

İç göç sorununu yeniden düşünmek

Geçen hafta içinde Adana Mimarlar Odası’nın düzenlediği “Kent Yoksulluğu ve Mimarlık Paneli”ndeydim. Vali’den Belediye Başkanlarından başlayarak akademisyen ve mimarlar da dâhil ister sivil olsun ister resmi görevli, neredeyse tüm konuşmacılar kentleşmenin sorunlarına iç göç üzerinden analize başladılar. Bu panelden de öte göç meselesini hep böyle ele alıyoruz. Daha da dikkat çekici olanı iç göçten söz… Okumaya Devam Et

Tanrı ile devlet arasına sıkışmış siyaset

Bir önceki yazıda değinmiştik, Cumhuriyeti demokratikleştirmeyi, Cumhuriyetin hedefi olan ekonomik kalkınma ve toplumsal modernizasyonun yanına küreselleşme ve demokratikleşme boyutlarını da koyan yeni projeyi üretemedik. Daha doğrusu bunu yapması gereken siyaset, zamanın ruhunu yakalayamadı, projeyi yenileyemedi. Tıpkı kendisini de, siyaset yapma tarzını da yenileyemediği gibi. Siyaset giderek tanrı ile devlet arasına sıkıştı, biri yerine ötekini koyma… Okumaya Devam Et

Siyaset Cumhuriyet’i reforme edemedi

Köşe yazarlarında, televizyonlardaki tüm tartışmalarda genellikle güncel siyaset üzerinden konuşuyoruz. Tıpkı futbol programlarındaki yorumcular gibi her bir pozisyonu “ileri al, geri sar” didik didik ediyoruz. Benim bu konuda tedirginliğim var. Meselelere yalnızca güncel siyaset üzerinden bakmaya ve anlamaya çalışmanın giderek odak kayması sorununa yol açtığını düşünüyorum. Ağaçlara bakarken ormanı kaçırmak gibi klasik bir sorunun tuzağına… Okumaya Devam Et

Yurttaş olmak

Dün Genel Kurmay Başkanı konuşmasında KONDA’nın “toplumsal yapı araştırmasına” atıfta bulundu. Okuyucuyu bu konuda biraz daha bilgilendirmek amacıyla özetleyeyim. Toplumsal yapı araştırması 48.000 denek ile yüz yüze görüşülerek, ülkemizdeki etnik ve dini aidiyetleri ortaya çıkarmaya çalışan, sade yurttaşların kimlik, yurttaşlık meselelerine bakış ve kanaatlerini anlama amacıyla yapıldı. Araştırmada sorgulanan meselelerden birisi de Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı… Okumaya Devam Et