Ak Partinin paradoksu

Çok olağandışı şeyler olmaz ise henüz Ak Parti’yi iktidar olma yolunda zorlayan bir parti yok. Çünkü siyasi rekabet eksik. Siyasi oynaşma Ak Parti ile bir muhalefet partisi arasında değil, Ak Parti ile seçmen arasında oluyor. Seçmen o ayın politika ve uygulamalarından hoşnutsa Ak Parti’ye destek yüksek oranda sürüyor. Yok eğer seçmen hoşnutsuzsa destek düşüyor ama… Okumaya Devam Et

Seçim sistemine dair öneriler ne anlama geliyor? (3)

Daraltılmış bölge ne sağlar, ne sağlamaz? Demokratikleşme paketindeki seçim sistemine dair üç seçeneği analiz etmeye devam edelim. Uygulanan sistem ve dar bölge sisteminden sonra bugün de daraltılmış bölge önerisine bakalım. Başbakanın önerisi 5’er milletvekilliği seçilen bölgeler ve yüzde 5 seçim barajı uygulaması. Öneride şu noktalar açık değil ya da henüz bilmiyoruz: Her bir seçim çevresi… Okumaya Devam Et

Seçim sistemine dair öneriler ne anlama geliyor? (2)

Var olan sistem bir yandan baraj gibi siyasi sonuçları öte yandan göçle beraber değişen demografik yapı gibi teknik nedenlerle artık sürdürülemez. Bu sistem “yönetimde istikrarı” sağlıyor ama temsil adaletini sağlamıyor. Başbakan ikinci önerisi bu sistemi tümüyle değiştiren dar bölge sistemine geçmek. Yani 550 milletvekilliğinin her birisi için bir seçim çevresi tanımlamak. Bizim seçim çevresi tanımımız… Okumaya Devam Et

Seçim sistemine dair öneriler ne anlama geliyor? (1)

Başbakan’ın paketinden çıkan seçim sistemine dair önerileri hızla tartışmaya başladık. Ama bir sorun var. Var olan seçim sisteminin teknik sorunları ile siyasi sorunları bir arada tartışıyoruz. Teknik gerekler ve doğal sonuçlar var. Ama bir de var olan (ya da olmayan) siyasi rekabetin ürettiği sonuçlar ve siyasi gerekler ve düzeltilmesi gerekenler var. Bu dizi de biraz… Okumaya Devam Et

Demokratikleşme ve Ceylan ve Tahribat ve Nazar

Paket üzerine daha çok tartışmalar dinleyecek, izleyeceğiz. Bu tartışma hangi paket açıklanırsa açıklansın bitmeyecek. Çünkü demokratikleşmeyi yalnızca siyasi pozisyonlarımızla ve siyasi argümanlarla konuşuyoruz. Çok sade bir yerden bakmak gerektiğini düşünüyorum ben. Aslında hepimizin meselesi, kendimiz olarak var olabilmek, birincisi. İkincisi de kendimize dair kararlara katılabilmek. Kafamıza sokulanlara, ezberletilenlere, kulağımıza üflenenlere karşın bu memlekette farklılıklarımız olduğunu… Okumaya Devam Et

Cumhurbaşkanı’nın konuşması: Başbakan ile rekabet mi birbirini tamamlama mı?

Cumhurbaşkanı’nın Meclis yeni yasama yılı açış konuşmasında bazı kesimlerin ifade ettiği gibi çok özel ve anlamlı kılacak bir içerik yoktu. Cumhurbaşkanı adeta dün Başbakan’ın demokratikleşme paketi açıklaması ve etrafındaki tartışmaların önüne geçmek istemiyor gibiydi.  O nedenle konuşmada manşetlik cümle de yoktu. Cumhurbaşkanı’nın konuşması iki bölümdü. Konuşmanın birinci yarısı demokrasi vurgusu ve anlayışı üzerineydi. Cumhurbaşkanı bir… Okumaya Devam Et

Paketten çıkanlar, çıkmayanlar

Önceki yazılarımda da değindiğim gibi Başbakan’ın paketi sunarken kullandığı dil ve argümanlar paketin içindekiler kadar önemliydi. Bu nedenle önce bu konudaki izlenimler: Başbakan’ın devleti daha doğrusu vesayeti 27 Mayıs öncesi ve sonrası olarak ayırması dikkat çekiciydi. Belki “Cumhuriyet’le hesaplaşıyorlar” iddiasına siyaseten bir pozisyon alma amacıyla bu vurgu yapıldı bilemiyoruz. Başbakan pakete muhalefetin desteğini talep etme… Okumaya Devam Et

Birden çok Türkiye paketi beklerken

Birden çok Türkiye olduğunu yazdım son yazıda. Kastettiğim farklı eksenler ve katmanlarda birden fazla değerleri farklı olan kümeler oluştuğu. Bu farklı kümelerin hem değerler manzumesi farklı hem de ihtiyaç ve talepleri. Gerek kültürel kimlikler üzerinden gerek hayat tarzları üzerinden gerekse de ekonomik sınıf bazında bu farklılaşmayı gözleyebiliriz. Bu farklılaşmaların “iyi, doğru, güzel” tanımları da bunların… Okumaya Devam Et

Birden çok Türkiye

Ekranlardaki hemen her futbol programında yorumcular futbolda şiddet uyarısı yapıyorlardı iki yıldır. Ama sorun şu ki bu uyarıyı yapan yorumcular bizatihi kendileri neredeyse yumruklaşma noktasına geliyorlardı her programda. Şu anda ekranlarda ve sosyal medyada Beşiktaş-Galatasaray maçındaki olaylar akıyor önümden. Yaşanan yalnızca futbolda şiddet mi? Neredeyse her gün doktora saldıran hasta yakınları, kadına şiddet görüntüleri izliyoruz…. Okumaya Devam Et

Kederin beş evresi

“Keder’in 5 evresi” kavramı Amerikalı psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross’un 1969 yılında yazdığı On Death and Dying (Ölüm ve Ölmek Üzerine) kitabında anlattığı “öleceğini bilen kişinin psikolojik olarak geçirdiği 5 aşamayı” anlatmaktadır. Çıkış noktası ölüm olan 5 aşama aslında, ebeveyni boşanan bir çocuk veya acılı bir ayrılık yaşayan aşık gibi aşırı üzüntü ve keder yaşayan insanların geçirdiği… Okumaya Devam Et